İstanbul Modern Sinema, 10-18 Mart tarihlerinde Filmmor Uluslararası Kadın Filmleri Festivali’ne ev sahipliği yapıyor. Bu yıl 10. yaşını kutlayan Filmmor, hem kendi geçmişine hem de feminist sinemanın yüz yılına bakıyor. Sinema tarihinin ilk kurmaca filmini çeken Alice Guy-Blache filmlerinden başlayarak Oscarlı feminist yönetmen Marleen Gorris’in master class’ına uzanan bir seçkiyle feminist sinemayı var eden, feminist sinemanın yüzakı yönetmenlerinin filmlerini bir araya getiriyor. Bu yıl da yirmiyi aşkın ülkeden yetmişin üzerinde kısa, uzun, belgesel, kurmaca, animasyon, deneysel filmler Kadınların Sineması bölümünde yer alıyor.
Panel: Feminist Sinema’nın 100 Yılı
10 Mart Cumartesi, 17:00
Katılımcılar:Alin Taşçıyan, Hülya Uğur Tanrıöver, Kay Armatage, Marie Mandy, Necla Algan
Yönetmenlerle Buluşma: Rahşan Bani-Etemad
18 Mart Pazar, 17.00
FİLMLER
EV KARADIR (HANEYE SEYAH EST), 1962
İran | 16mm, Siyah-Beyaz, 20’ | Farsça
Yönetmen: Furuğ Ferruhzad
Belgesel, İran’da cüzzamlıların kapatıldıkları evlerde yaşamak zorunda bırakıldıkları yıllarda onların gündelik hayatına tanıklık ediyor.
BİZİM ZAMANLAR (RUZ-EGAR-E MA), 2002
İran | 35mm, Renkli, 105’ | Farsça
Yönetmen: Rahşan Bani-Etemad
2001 yılı cumhurbaşkanlığı seçimlerinde sokaklardaki coşkuyu taşıyan film, genç sinemacıların, reformcu cumhurbaşkanı adayı Hatemi'ye destek vermek için başlattıkları kampanyayı kadınların gözünden aktarıyor. Kamera, tüm yasaklamalara ve engellere karşın cumhurbaşkanlığı için adaylıklarını koyan 48 kadına yöneliyor; özgürlük ve kadın hakları için adaylıklarını koyan bu kadınlar arasında 25 yaşındaki Arezoo’yu izliyor. Hayatın tüm yükünü omuzlayan Arezoo’nun zorlu yaşamı onun gibi tüm kadınları anlatıyor bize.
70-80-90, MASUM, KÜSTAH, FETTAN, 2010
Türkiye | DV, Renkli, 65’ | Türkçe
Yönetmen: Melek Özman
Türkiye sinemasında, nadiren anlatıcı olan ve çoğunlukla konu edilen kadınlar genellikle -erkek yönetmenlerin çektiği filmlerde- neden masum, küstah ya da fettan ama daima iki boyutlu, ya “iyi” ya da “kötü”ler? İyilikleri ya da kötülükleri ne kadar sahici? Neden her durumda sözleri dinlenmiyor, onlara inanılmıyor, affedilmiyor ya da cezalandırılıyorlar? Filmde Alin Taşçıyan, Arzu Okay, Lale Belkıs, Agah Özgüç, Ülkü Erakalın ve sinema izleyicileri ile Yeşilçam’ın kadınlara yapıp ettiklerinin, “masum kadınların" hıçkırıkları arasında nadiren duyulan "fettan kadınların" kahkahalarının izi sürülüyor…
KIZKARDEŞLER, İSYAN, KIKUE YAMAKAWA
(YAMAKAWA KIKUE NO SHISOU TO KATSUDOU,
"SHIMAIYO, MAZU KAKUUTAGAUKOTO WO NARAE!"), 2011
Japonya | DV, Renkli, 76’ | Japonca
Yönetmen: Chieko Yamagami
Japonya’da, Meiji Taisho döneminde kapitalist ekonomiye dayalı modern bir devlet inşa edilirken Meiji medeni kanununun temel aldığı ataerkil aile sistemi, kadınların evde ve işyerlerinde yaşamlarını zorlaştırıyor, baskı altına alıyordu. Bu dönemde yaşayan Kikue Yamakawa, kadın-erkek eşitliğinin tüm emek problemlerini çözebileceğini ve bütün insanların haklarını korunabilir hale getirebileceğini iddia ettiği kendi sosyalist feminist teorisini inşa etti. Belgesel, “önce soru sormayı öğrenmeli” diyen Kikue Yamakawa’nın yaşamı, düşünceleri ve eylemlerini konu alırken, bugün hem Japonya hem de tüm dünyada, cinsiyet eşitliği ve insan haklarını gerçekten sağlayıp sağlamadığımızı da sorguluyor.
BEDENSİZ RUHLAR, 2011
Türkiye | HDCam, Renkli, 60’ | Türkçe
Yönetmen: Sabite Kaya
Film, 2007 genel seçimlerinde bağımsız milletvekili adayı olan eski seks işçisi Ayşe Tükrükçü’nün hayatı üzerinden, zorla alıkonarak fuhuş sektöründe satılan kadınların bu sektörden kurtulmak için verdikleri mücadeleyi, ailevi ve ekonomik sıkıntılar içinde hayata tutunma hikâyelerini anlatıyor.
TUZ, SU, UN (WATER, SALT, FLOUR), 2011
Türkiye, Arjantin | DV, Renkli, 40’ | İspanyolca
Yönetmen: Bettina Frese
90'larda Arjantin’in politik atmosferinde büyük kitlelerin eylem biçimi olarak ortaya çıkan ve bir grup insanın talepleri için yol kesmesine dayanan pikete; genelde işsizlerden müteşekkil piketeros hareketi ile anılır. Piketeros, ana-akım medyada, yoğunlukla, maskeleri ve ellerindeki sopalarıyla, şiddet yanlısı erkekler olarak temsil edilirler. Film, bu baskın temsil içinde adı neredeyse hiç geçmeyen ve hareketin yüzde 70'ini oluşturan kadınlara yöneliyor.
SEMA (SAMA), 1988
Tunus, Belçika, Almanya | 16mm, Renkli, 90’ | Arapça
Yönetmen: Néjia Ben Mabrouk
Güney Tunus’un fakir bir sanayi kentinde yaşayan Sabra, geleneksel aile yaşamının kısıtlamalarından kaçmaya çalışır. Film, ülkesini ve kültürünü çok sevmesine rağmen, baskılardan bunalan Sabra’nın bugünkü ve 10 yaşındaki yaşamından kesitlerle Tunus’un erkek egemen kültürünü açığa çıkarıyor.
BİR AVUÇ CESUR İNSAN, 2011
Türkiye | DigiBeta, Renkli, 87’ | Türkçe
Yönetmen: Rüya Arzu Köksal
Doğu Karadeniz’in üç vadisi, Fındıklı, İkizdere ve Senöz’de yaşayanlar bölgede yapımı planlanan hidroelektrik santralleri (HES) karşısında şaşkındırlar. Akarsularının kullanım hakkının 49 yıllığına özel şirketlere devredilmesine anlam verememektedirler. İkizdere halkı ise ikiye bölünmüştür, kimileri istihdam sağlayacak diye taraf olur, kimileri ise yaşam alanlarına yapılan müdahaleye şiddetle karşı durur. Fındıklı halkı ise, İkizdere ve Senöz’de gözlemledikleri tahribat karşısında kararlı ve uzun soluklu bir mücadeleye girişir.
KAMERALI KADINLAR (SHOOTING WOMEN), 2008
ABD | DigiBeta, Renkli, 54’ | İngilizce
Yönetmen: Alexis Krasilovsky
Yönetmen, kendi kitabı “Women Behind The Camera”dan yola çıkarak, bu belgeselle dünyanın dört bir yanındaki görüntü yönetmeni kadınların emek ve tarihlerini açığa çıkarıyor. Yedi yıl boyunca, Afganistan, Avustralya, Kanada, Çin, Fransa, Almanya, Hindistan, Meksika, Senegal, ABD ve diğer ülkelerde, sualtında ya da savaş bölgelerinde, Hollywood ya da Bollywood’da kameranın arkasındaki kadınları izliyor. 50 görüntü yönetmeni kadın ve bu kadınlara destek olan kadınlar ve erkeklerle yapılan görüşmeleri içeren belgesel, Afganistan’da Taliban rejiminden gizli çekilen filmlerden, Hindistan’da güçlenmenin bir yolu olarak kamera kullanmayı öğrenen kadınlara, Senegalli kadınların erkeklere rağmen sürdürdüğü meslek hayatlarına kadar erkeklerin hâkimiyetindeki teknik bir alanda kadınların mücadele hikâyelerini paylaşıyor. Yetenek, güç, cesaret ve düşlerini de…
SULHNAME, 2011
Türkiye | HDV, Renkli, 79’ | Türkçe
Yönetmen: Şehbal Şenyurt
Film, olağanüstü hal döneminde meydana gelen zorunlu göç ve köy boşaltılmalarının neden olduğu zarar ve kayıpların giderilmesi için hayata geçirilen 5233 sayılı Tazminat Yasası'nın Van ilindeki uygulanışını mercek altına alıyor.
NİNEMİN DÖVMELERİ (GRANDMA'S TATTOOS), 2011
İsveç | Digibeta, Renkli, 58’ | İsveççe, İngilizce
Yönetmen: Suzanne Khardalian
“Büyükannem biraz tuhaftı. Kimse onu sevmezdi, asla sarılmazdı, yüzündeki ve ellerindeki mavi dövmeler dehşet vericiydi. Karanlık bir dünyadan gelen şeytani işaretler gibi görünen dövmeler korku uyandırırdı. Ninemde yanlış olan ne vardı, neden bu kadar tuhaftı? Dövmeleri kim yapmıştı? Ancak bu soruları sormak yanlıştı. Büyükanne hakkında konuşmak yasaklanmıştı.”Yönetmen büyükannesi Khanoum’un tuhaf dövmelerinin hikayesini keşfetmek için kendi ailesinin tarihine bir yolculuk yapar. 1915’e kadar uzanan bu yolculukta savaş, tehcir, cinsel şiddet ve kadınlara yaşatılanlar hakkında, daha önce anlatılmamış bir hikayenin peşine düşer.