Semiha Berksoy, Türkiye’nin ilk kadın opera sanatçısı olmasının yanı sıra sahne sanatları, edebiyat ve görsel sanatlardaki yetmiş yılı aşkın sıradışı külliyatıyla gerçek bir öncüdür. Yazar Ferit Edgü’nün deyimiyle “öncülü ve ardılı olmayan” Berksoy’un çok katmanlı sanat pratiği, bütünlüklü sanat yapıtı ya da tümel sanat anlamına gelen Gesamtkunstwerk kuramıyla tarif edilebilir. Gesamtkunstwerk, Semiha Berksoy’un pratiğinde de olduğu gibi drama, performans, müzik, resim, şiir, kostüm, dekor, zaman, mekân, yaşam ve diğer birçok sanat alanının birbirine geçtiği ve adeta tek olduğu bir düzleme tekabül eder.
Berksoy, hayal gücünü figüratif ve teatral formlarda dışa vurduğu resimlerinde önce tuval sonra çarşafı yüzey olarak kullanır. “‘Zümrüdüanka’ Otoportre”de olduğu gibi, sıklıkla oto-portreler üretir. Resimlerinde kendisine, ailesine ve sanat çevresinden yakınlarına yer verir. Sahnede canlandırdığı karakterler ile özbenliğini, hayatıyla sanatını iç içe geçirir. Yapıtlarında otobiyografik unsurlar kullanan Berksoy, özel hayatıyla ya da sahne hayatıyla ilişkili metin, tarih, yer, eser ve kişi adlarını sıklıkla not düşer. Böylece, yapıtları Türkiye kültür ve sanat tarihi için de bilgi, referans ve şifreler sunar.
Resim
Duralit üzerine yağlıboya
130 x 80 cm
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu
İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun Süreli Ödünç