1954 yılında Eğridir’de doğan Kemal Önsoy, 1980 yılında İstanbul Devlet Tatbiki Güzel Sanatlar Yüksek Okulu’nu bitirir. Çalışmalarına bir süre New York’ta devam eden sanatçı, 1993 yılında İstanbul’a geri döner.
Kemal Önsoy resimlerini insan tarihinin yapısal yıkıntılarını izleyen bir arkeolog gibi işler. Çalışmalarında zamanın geçişini ve ardışık yapılanmaları tek bir resim düzlemi üzerinde oluşturur. Üst üste yığdığı boya tabakalarıyla, her daim üst üste binen mimari kalıntıları görsel bir bütünlükte yineler. Zaman içerisinde tarihin ufalanıp parçalanması, geçmişin tortularının örtücü bir tabaka ile kapanması üzerine düşünür. Önsoy’un resimlerindeki tabakalar birer bileşendir; her renk ve doku katı başlı başına etkindir. Bir ağ şeklinde işlenmiş bu yapıtların derinliğinde beliren renk ve biçim katmanları, aynı yüzey üzerinde karmaşık bir düzen doğurur. Her biri farklı anlamlara sahip olan katların bir araya gelmesinden oluşan öyküsel, tarihsel ve bedensel birikim, resimleri insan bedeninin tarihinin ve mimari yapıların bir araya geldiği hazneler haline getirir.
Tarih, edebiyat, şiir ve tiyatro kökleri olan resimlerinde Önsoy, boya yığınlarıyla tabakalar arasında takip edilebilen izler oluşturur. Bu izlerle olan ilişkiden doğan ve İstiklal Caddesi’nde yer alan bir binaya atıfta bulunan seriye “Rumeli Han” adını verir ve kentin doğasının varoluş ve kayboluşunu belgeleyen kentli bir resim dizisi olarak nitelendirilebilir. Seride, yaşamın ince dengelerde sağlandığı, kenarda kalmış bir kent dünyası gözler önüne serilir.
Resim
Tuval üzerine karışık teknik
203 x 208 cm
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu
İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun süreli ödünç