Sonsuzluk Odası: İstanbul Boğazı

Refik Anadol, 1985

Sonsuzluk Odası: İstanbul Boğazı, 2023

1985 yılında İstanbul’da doğan Refik Anadol, İstanbul Bilgi Üniversitesi Görsel İletişim Tasarımı Bölümü’nde fotoğraf ve video alanında aldığı lisans eğitiminin ardından University of California Los Angeles’ın (Kaliforniya Üniversitesi, Los Angeles) Medya Sanatları Tasarımı Bölümü’nde yüksek lisans eğitimini tamamladı. Aynı bölümde öğretim görevlisi ve misafir araştırmacı olarak görev yapan sanatçı, yaşamına ve çalışmalarına Refik Anadol Studio ve RAS LAB'in bulunduğu Los Angeles, California'da devam ediyor.

Kendisini medya sanatçısı olarak tanımlayan Refik Anadol genellikle mekâna özgü çalışmalar gerçekleştirir. Sanat hayatının başında mimari odaklı veriler kullanarak heykeller üreten Anadol, zamanla çok daha çeşitli kaynaklara ait verileri yapay zekâ programları aracılığıyla işlediği projeler hayata geçirir. Günümüzde çoğunlukla makinelerin hafızası olarak adlandırılan, makinelerin verileri nasıl algıladığına ve yorumladığına odaklanan çalışmalarla öne çıkan sanatçı, üzerine yoğunlaştığı veri setlerini işbirliği yaptığı NASA, Google gibi farklı kurumlar aracılığı ile elde ediyor. Anadol, yapay zekâ ve makine hafızasına yoğunlaştığı üretimlerinde zaman ve mekân algısının ve deneyiminin nasıl değiştiğini ve dönüştüğünü araştırıyor.

“Bosphorus” adlı yapıt, yıllarca sanatçılara ilham olmuş ve İstanbul’un en önemli simgelerinden biri olan Boğaziçi’ne dair veri ve temalara odaklanıyor. Refik Anadol Stüdyosu bu proje dahilinde Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından sağlanan hava ve deniz verilerine ait rüzgar, sıcaklık, nem gibi gerçek zamanlı çevresel verileri toplayıp analiz ediyor. Bir yandan da müzenin etrafına yerleştirilen sensörler aracılığıyla toplanan görünmez iletişim sinyallerine ait verileri makine zekâsı ile işliyor. “Bosphorus” adlı yerleştirme, tüm bu canlı ve anlık verileri işleyip dijital teknolojiler vasıtasıyla dinamik bir biçimde görselleştirirken ziyaretçiyi ışık ve ses ile çevreleyen 360° aynalı bir odaya davet ediyor. “Sonsuzluk Odası” anlamına gelen Infinity Room konseptinde tasarlanan çalışma, İstanbul Boğazı’na ait kültürel belleğin dönüşümüne ve geçmişten geleceğe nasıl yorumlanabileceğine odaklanıyor. Yerleştirme, Boğaz'ın görünen ve görünmeyen tüm renklerini ortaya çıkarmayı hedefliyor.

Yapıtın Türü

Yerleştirme

Teknik

Gerçek zamanlı ve önceden işlenmiş görüntü

Ölçüler

8’’, 6144 x 1200 px, 4 Kanallı projeksiyon ve ses verisi: Yüksek frekanslı radar ve iklim verisi

Koleksiyon

İstanbul Modern Sanat Müzesi Koleksiyonu