Burhan Uygur, 1961-69 yılları arasında Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nde resim eğitimi alır. 1970’te Salzburg yaz akademisinde Cobra Grubu’ndan Corneille ile birlikte çalışır ve sokak sergileri açar. Türkiye’ye döndüğü 1970’li yıllardan vefat ettiği 1990’lı yılların başına kadar dönemin Türkiye sanatına resimleriyle iz bırakan sanatçılardan biri olur.
Burhan Uygur‘un resimlerinde, tüm yaşamı boyunca sürdürdüğü bohem yaşantısı ve geliştirdiği lirik yaklaşımın izleri okunur. Dostları için eşine az rastlanır canlılıkta bir insan olan Uygur, çalışmalarında daima ince bir duyarlılıkla yakın çevresindeki kişileri resmetmiş ve hafif fırça kullanımıyla oluşturduğu lekeler zaman içerisinde simgesel öğelere dönüşmüştür. Uygur’un resimlerindeki figürler sanatçının kendi iç evreninden geçip form değiştirirken yalnızca tuval üzerinde değil farklı objelerde de hayat bulmuştur. Resim ve sergi adları daima şiirsel tatlar içermiş, sevdiği şairlerin dizelerine resimleriyle selam göndermiş, gönlünce yaşamış, yaşadığını resmetmiş, resmettiğini yaşamak istemiştir.
Uygur, yaklaşık 100 yıllık kapı üzerinde, tuvallerde ya da başka malzemerin tüm düzlemlerinde ve kıvrımlarında en başından tensel ve tinsel yaşamının bilançosunu çıkarır, yüreğinin derinliklerine geçmişin ağır ve hafif yüküyle yolculuklar yaparak, hayatına giren her şeyi resmederek kendi masalını yaratır.
Resim
Ahșap ve tuval üzerine karıșık teknik
240 x 177 x 10 cm
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu
İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun süreli ödünç