Trabzon’daki ortaöğretimi sırasında Zeki Kocamemi’den resim dersi alan Bedri Rahmi Eyüboğlu, 1927 yılında İstanbul’a gelir. Güzel Sanatlar Akademisi’nde Nazmi Ziya, İbrahim Çallı atölyelerinde ve daha sonra Paris’e giderek André Lhote atölyesinde çalışır. Denemelerden hiçbir zaman kaçınmayan bir yapıda olması Eyüboğlu’nu Türkiye resim sanatı tarihinde ayrıcalıklı kılar. 1975 yılında hayatını kaybedene kadar Akademi’de kalarak profesör unvanına sahip olan sanatçı, sayısız öğrenci ve sanatçı yetiştirir. Eyüboğlu, çeşitli dergi ve gazetelerde uzun yıllar deneme, şiir ve köşe yazıları yazar.
Bedri Rahmi Eyüboğlu, farklı teknikleri birbirinden farklı formlara ve alanlara uygulayabilmiş bir sanatçıdır. Resim, mozaik, seramik, duvar resimleri, yazma, gravür, serigrafi tekniklerinden edindiği tecrübeleri sanat anlayışı ile yoğurmuştur. Denemelerden hiçbir zaman kaçınmayan bir yapıda olması Eyüboğlu’nu Türkiye resim sanatı tarihinde ayrıcalıklı kılar.
Ölümünden iki yıl önce gerçekleştirdiği “Han Kahvesi” de, Bedri Rahmi’nin elli yılı aşkın sanat birikiminin kendini gösterdiği resimlerinden biridir. Sanatçının Paris yıllarında renk kullanımından etkilendiği Matisse ve Dufy’nin etkileri özellikle figürlerin önünde yer alan kırmızı masada, “Yurt Gezileri” sonrasında ve 60’lı yıllarda giderek yoğunlaştığı folklorik öğelerse figürlerde dikkati çeker. Resmin ortasındaki kırmızı masanın hemen gerisinde yer alan iki figürün yüzlerindeki mutsuz ifade, soldaki figürün yüzündeki, sanki o mekânda değilmiş izlenimini veren ifadesizlik ve en sağda saz çalıp şarkı söyleyen figürün kendini müziğe kaptırmış hali, Bedri Rahmi’nin bu resminin dikkat çekici öğeleridir.
Resim
Tuval üzerine akrilik
125 x 125 cm
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu
Uzun süreli ödünç