1968 yılında mezun olduğu Güzel Sanatlar Akademisi Bedri Rahmi Eyüboğlu Atölyesi’nden sonra, 1972-1976 yılları arasında Paris’te eğitimini sürdüren sanatçı, ilk günden bu yana insan figürünü konu edinen resimler yapar. Gerçek ile düş dünyasının belirsiz mekânlarında, kendine özgü jest ve ifadeye sahip figürler arasındaki ilişkileri görünür kılan resimleriyle tanınan sanatçı, 1970’li yıllardan itibaren etkisini gösteren eleştirel-figüratif resim anlayışının en önemli temsilcilerindendir. Hüzün, korku, endişe ve nefret gibi duyguları varoluş fikri içerisinde görünür kılan bu figürler, genellikle zamansız bir doğa parçasına hapsedilmiş gibidir. Aksoy, resimlerinde doğa ve insan ilişkisini birbirinden ayırmaz. Figürleri genellikle mekânlarla olan bağını hissettirmeden dış alanda özgür bir şekilde betimler. Umuda öykünen figürler bir yandan geçmişi nostaljik bir duyguyla yeniden değerlendirirken bir yandan tedirgin edici bir şiirsellik hissettirirler.
“Çocukluğumun Bahçeleri” adlı resim, sanatçının bir ışık, renk ve anlam kümesi olarak kurguladığı ağaç gövdesi etrafına yerleştirilmiş figürlü resimlerinin en yetkin örneklerinden biridir. Figürler arasındaki ilişki belirsiz ve farklı anlamlara açılabilecek bir gizem taşır. Tüm bu belirsizliği bir ağ gibi birbirine bağlayan ağaç, tüm ihtişamıyla resmin merkezinde bilginin, bağın ve kökün sembolü olarak büyür. Aydınlık renk dokunuşları sayesinde, sanatçı resmin kurgu ile gerçeklik arasındaki ilişkinin incelmesine izin verir. Böylece resim ismiyle geçmişin mutlu ve huzurlu günlerine göndermede bulunur.
Resim
Tuval üzerine yağlıboya
140 x 168 cm
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu
İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun süreli ödünç