Üniversite öğrenimine İstanbul Üniversitesi Sanat Tarihi Bölümü’nde başlayan Arslan, görsel sanatlara duyduğu ilgi nedeniyle eğitimini yarım bırakır ve tümüyle resim yapmaya yönelir.
Yüksel Arslan eleştirel ve mizah dolu üslubuyla Türkiye sanat tarihinin sıra dışı kahramanları arasında önemli bir yere sahiptir. Arslan, sanat hayatının her döneminde gerek seçtiği konular ve kullandığı malzemeler, gerekse üslubuyla akademik resim anlayışının oldukça dışında durmuş ve kendine özgü bir pozisyon belirlemiştir. Kâğıt üzerine bitkisel boyalar, kemik tozu, tutkal, toprak boyalar, bal, yumurta, yağ, kemik iliği, kan, sabun, tütün, çay, tuğla gibi malzemelerle üretim pratiğini çeşitlendirir. Kendi hayat tecrübeleriyle ürettiği çalışmalarında, satır satır okuduğu kitaplardan referanslar da belirir. Arslan’ın düşünce ve çizgi evreninde oluşturduğu görsel dil, bir hikâyenin sırf durum tespitinden ziyade, o durumun bedenle olan ilişkisine işaret eder. Sanatçının içinde yaşadığı düzenin oluşturduğu değer yargıları ile sistem ve güç dengelerinin merkezinde yine insan vardır.
Arslan, “Arture 167, Kapital XVI (Özel Mülkiyet)” adlı resminde, kapitalist üretim sürecinin toplum ve birey üzerindeki etkilerini sembolik bir dille görselleştirir. Karl Marx’ın “Das Kapital”inden hareketle ürettiği resminde fabrikatörleri kendine özgü anlatımıyla betimler. Resimde, işçiler tıpkı ürettikleri ürünler gibi tek tipleşmiş haldeyken, fabrikatörlerin yüzleri madeni paraya dönüşerek ideolojilerinin birer temsili haline gelir.
Kağıt Üzerine Çalışmalar
Kâğıt üzerine karışık teknik
59 x 99 cm
Dr. Nejat F. Eczacıbaşı Vakfı Koleksiyonu
İstanbul Modern Sanat Müzesi / Uzun süreli ödünç