İhsan Cemal Karaburçak, 1897-1970

Posta ve Telgraf Mekteb-i Âlisi mezunu olan İhsan Cemal Karaburçak, resim yapmaya ilk kez, 1930’da gittiği Paris’te başlar. Burada aldığı tutucu sanat eğitiminden tatmin olmayan sanatçı, kendisini Paul Cézanne, Paul Gauguin ve Henri Matisse gibi modern resmin ustalarının yapıtlarını çalışarak eğitir. Sonrasında oluşturduğu görsel dil, dikkatle tasarlanmış bir kompozisyon yapısına ve saf renklerle sınırlı bir renk yelpazesine dayanır. Soyut ağırlıklı yapıtları, manzara ve natürmort gibi gerçekçi biçimlerden hareket etse de, sanatçı bu göndermelerin kaynaklarının çok da önemli olmadığına inanır. Karaburçak’a göre resim, gerçekliği sanata dönüştüren sanatçının algısını yansıtmalıdır.

Karaburçak, sanatçının bu algıyı üretmek için sürekli araştırma yapması, kendi toplumu, tarihi ve kimliğiyle iletişim içinde olmasının yanı sıra, çağdaş sanatın uluslararası boyutlarını da bilmesi gerektiğine inanır. Sanatçının, Türkiye’yi modern bir devlet haline getirme misyonuna odaklanmak yerine, Türkiye toplumunun sanat hakkında salt beğeninin ötesine geçerek eleştirel görüşlerini ifade edebileceği bilgi ve deneyimi kazandırması gerektiği görüşünü savunur. Resmin temelini oluşturan soyutluk, özgünlük ve evrensellik gibi fikirlerin ve bireysel sanatçının algıları güçlü bir yaratıcı olması gerektiğinin altını çizmesi, Karaburçak’ın, modernizmin itici güçlerini iyi anlamasından kaynaklanır.

Alışılagelmiş renk kullanımını kendi özgün bakış açısıyla yorumlayan Karaburçak “Abstre Peysaj”da, sıradan bir kent sokağının akşam vaktindeki görünümünü betimler.