İstanbul Modern, Garanti Bankası’nın sponsorluğunda gerçekleşen, çağdaş sanatın önde gelen isimlerinden Sarkis’in "Site" sergisi kapsamında, yine Garanti’nin desteğiyle NTV tarafından hazırlanan "Sarkis’in Sitesi ve Bir Piyano" başlıklı filmi, 3 – 6 Aralık tarihleri arasında ücretsiz olarak sunuyor.
Gösterim programı:
3 Aralık, 13.00 ve 15.00
4 Aralık, 13.00 ve 15.00
5 Aralık, 13.00
6 Aralık, 13.00 ve 15.00
"Sarkis’in Sitesi ve Bir Piyano"nun özel gösterimi 13 Kasım Cuma günü saat 19.30’da İstanbul Modern Sinema’da yapıldı, ilk gösterime Sarkis de katıldı. Filmin 36 dakikalık bir versiyonu ise 21 Kasım Cumartesi günü NTV’de yayınlandı.
"Sarkis’in Sitesi ve Bir Piyano" başlıklı 50 dakikalık filmin yönetmeni Nedim Hazar, kameramanlar Bahatttin Demir ve Gürkan Özgümüş, yapım amiri ise Gülşin Ketenci.
Yönetmen Nedim Hazar, Sarkis’in İstanbul Modern’deki "Site" sergisinin açılışına paralel olarak çekimleri gerçekleşen "Sarkis’in Sitesi ve Bir Piyano" adlı filmin, aynı zamanda sanatçının güncel bir portresini çizdiğini ve iç dünyasına ayna tuttuğunu belirtiyor.
Filmde, "Aslında benim özgeçmişim yapıtlarımdır" diyen Sarkis’in Türkiye’deki en kapsamlı sergisini gerçekleştirirken yaşanan tüm süreç yansıtılıyor. İstanbul Modern’in, başta Şef Küratör Levent Çalıkoğlu olmak üzere bütün ekibi, sanatçının isteği doğrultusunda serginin "inşa edilmesi"ne, yaratılmasına ortak olarak, "doğuşu"nun tanıklığını yaşıyor, Sarkis’in dünyasına katılıyor.
Sarkis’in 50 yıllık sanatsal yaşamının tüm evrelerini yeniden yorumladığı "Site" sergisini, sanatçının çalışmaları üzerine uzmanlaşmış Alman sanat tarihçisi Prof. Uwe Fleckner, "Bir tiyatro, bir operanın sahnelenmesi" olarak nitelendiriyor: "Libretto her zaman yeniden bestelense de, bu eski sergilerden ödünç alınan parçalardan oluşan bir gösteridir. Burada, İstanbul’da çok önem taşıyan bu sergide, sanat olgusu, bir insanın özgeçmişi olgusu ve antik çağdan günümüze insanlık tarihi olgusu konularında yarım asırlık bir çalışmayı görmekteyiz."
Sarkis de, daha önce dünyanın hiçbir yerinde yapmadığını belirttiği ve "sergilerimin sergisi" olarak tanımladığı "çokkatmanlı" "Site" sergisinde, izleyicinin büyük bir tiyatro sahnesinin içinde dolaşmasını istiyor.
Serginin küratörü Levent Çalıkoğlu, Sarkis’in "retrospektif nitelikte" bir sergisinin yapılamayacağının altını çizerek, "Tüm evrelerinden önemli anları ve kilometreleri yakalamaya çalıştık" diyor.
Sarkis, çekim ekibine Talimhane’de Çaylak Sokak’ta doğduğu ve şu anda adeta bir müzeye dönüştürdüğü, düşünürlerin buluştuğu bir konuşma yeri olarak düşlediği evi gezdiriyor. Evde "Çaylak Sokak" yerleştirmesi, Andrei Tarkovski’nin "Nostalgia" filminin bantlarıyla sardığı, 8-9 yaşlarında çalıştığı kunduracı amcasının tezgâhının yanı sıra, "Site" sergisinde olduğu gibi, 10-20-30-40-50 yıldan beri varlığını sürdüren birtakım objeler yer alıyor.
Belgeselde, Sarkis’in ışık, ses ve mimari açısından hayranlık duyduğu, sanatsal üretim aşamasında etkilendiği Mimar Sinan’ın Edirne’deki Selimiye, Üç Şerefeli Camii, Eski Camii ve Sokullu Hamamı’na bir gezi yapılıyor. Sarkis, Ayasofya’da ise çekim ekipmanını kullanarak, 20 dakika boyunca Ayasofya’nın sesini kaydedip, bu ses bantlarıyla yarattığı işini "Site" sergisine koyuyor, Ayasofya’nın sesini başka bir mekâna aşılıyor.
Sarkis, resimle ilk ilişkisinin Abdülhak Hamit Caddesi’ndeki meşhur "Sarı Kasap" olan babasının etlerini sararken bir mecmuada gördüğü Munch’un "Çığlık" resminin fotoğrafıyla başlamasını, Akademi yıllarını, Paris’e gidişini, 1986’da İstanbul’da gerçekleştirdiği "Çaylak Sokak" sergisini, çalışma disiplinini, biriktirme ve sürekli yaşatma tutkusunu, "hiçbir yeri terk etmediğini" anlatıyor.
"Bizim işimiz aynı zamanda acıları bir hazineye çevirmek. Zehiri bile bala çevirmemiz gerekiyor" diyen Sarkis’in bir hazineden, değer taşıyan bir nesneler birikiminden yola çıkarak dünyayı yorumlama ve dünyada kendine yol bulma eylemini vurgulayan Prof. Uwe Fleckner, sanatçının son sergilerinde, eserlerine, eserlerinin katmanlarına ve arkeolojisine bir tür dışardan bakış tavrına geçtiğini belirtiyor.
Film, Sarkis’in annesinin Surp Pırgiç Hastanesi’nde öldüğü gün adeta "canlanan" eski bir piyano ile sanatçının bu piyanodan yola çıkarak yarattığı demirden, katranla boyanmış bir karafırın piyanonun çok duygusal buluşmasını, serginin "göbek bağı"nı da aktarıyor.
Bu film, aynı zamanda Sarkis’in, 500’den fazla sergisinden "birlikte yaşamak isteyenleri çağırarak, kesintisiz her şeyini davet ettiği", sürekli değişen ve hep yenilenen yerleştirmeleri, yıllardır biriktirdiği ve yaşattığı nesneleri, vitrayları, neonlarıyla donattığı "Site" sergisinin karşıtlıklar, dönüşümler, leitmotifler ve metaforlarla dolu, çokyönlü okumalara açık, büyülü, sürprizli dünyasını da keşfetmek, anlamak için bulunmaz bir fırsat.