Thomas Radbruch: Paslı Son

Thomas Radbruch: Paslı Son

İstanbul Modern’in otoparkı, "Paslı Son" başlıklı sergisi kapsamında, Thomas Radbruch'un dünyanın çeşitli ülkelerindeki araba mezarlıklarından çektiği fotoğraflara ev sahipliği yaptı. Sergi, sanatçının hem geçmişin hem de bugünün öyküsünü aktardığı 26 çalışmasına yer verdi.

Thomas Radbruch, "eskimiş modalardan bir tür asaletin ortaya çıktığını" belirterek, terk edilmiş otomobilleri şöyle anlatıyor: Zayıflıklarından fışkıran "sanat" Thomas Mann’ın hastalık, ölüm ve sanat arasındaki karşılıklı görecelik teorisini doğrular. Bu yarışçılar sakin bir hayat için bir araya gelir ve ortaya natürmortlar çıkar. Onları bekleyen, doğaya dönüştür. Etkileyici işaretler ve yazılar, deşifre edilmeyi bekleyen gizli mesajlara dönüşür. Ancak tuhaf şeyler olmaktadır: Aslen tüm introspektif, meditatif hayatın mutlak zıddını sergileyen, her yerden büyük bir hızla uzaklaşmak anlamına gelen bu otomobiller şimdi kendilerine bir yuva bulmuşlardır ve kök salmaya başlarlar. ‘Efsane ile teknoloji arasındaki ayrımı’ küstah bir özentiyle kapatmaya çalışan bu yüzeyler, çürüme durumunda bile gereksiz bir güzelliğe gösterdikleri bağlılıkta neredeyse dokunaklı bir hal alırlar.”

Ölüm havasıyla dünyanın her tarafındaki meydanların ve sokakların atmosferini çürüten, kutsal mekânları çorak yerler haline getiren terkedilmiş arabaların, pas yapraklarıyla kaplandığını, böcek yuvalarına veya çürümeye adanmış, terk edilmiş tapınaklara dönüştüğünü belirten Thomas Radbruch, hafif dalgalanma hareketleriyle bir bağışlama duygusu uyandıran eğrelti otları ve yabani otların arasında sessizlik içinde olgunlaştıklarını, ölüler çürüdükçe onların hayat kazandıkları görüşünü dile getiriyor.

Küratör: Engin Özendes