BURADASINIZ » ANA SAYFA » MÜZE » TARİHÇE

Tarihçe

İstanbul Modern’in tohumları 1987 yılında, 1. Uluslararası Çağdaş Sanat Sergileri’nde, bugünkü adıyla Uluslararası İstanbul Bienali’nde atıldı. Serginin İstanbul sanat ortamına getirdiği ilgi ve dinamizmden etkilenen İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’nın kurucusu Dr. Nejat F. Eczacıbaşı, Oya Eczacıbaşı ile birlikte İstanbul’da daimi bir modern sanat müzesi kurmak üzere harekete geçti.

Uzun bir arayış sonrasında, Haliç’te 19. yüzyıldan kalma bir sanayi alanı olan Feshane, çağdaş sanat müzesine dönüştürüldü. Bina, 1992 yılında 3. İstanbul Bienali’ne ev sahipliği yaptı, fakat uzun vadeli müze projesi gerçekleşemedi. O günden bu yana pek çok projeyle İstanbul’da bir modern sanat müzesi düşünün gerçekleşmesi denendi, ancak uygun bir mekân bulunamadığından girişimler sonuca ulaşamadı.

Dr. Nejat F. Eczacıbaşı’nın 1993 yılındaki vefatından sonra Oya Eczacıbaşı yürütücülüğünde devam eden proje, 2003 yılında 8. İstanbul Bienali’nin Mimar Sinan Güzel Sanatlar Akademisi'nin yanında yer alan dört numaralı gümrük antreposunu ana mekân olarak kullanmasının ardından yeniden gündeme geldi. Dönemin Başbakanı Recep Tayyip Erdoğan antreponun daimi olarak kullanılmasını onayladığında, müze projesinin hayata geçmesi sağlandı.

 

Bina

4 no’lu Antrepo binası, Tophane Meydanı’nın 1957-58 yıllarındaki düzenlenmesi sırasında, ünlü mimar Sedad Hakkı Eldem yönetiminde, T.C. Denizcilik İşletmeleri için kuru yük antreposu olarak inşa edildi. 2004 yılında İstanbul Modern’e tahsis edilen 8000 m2’lik bina, Tabanlıoğlu Mimarlık tarafından tam donanımlı modern bir müzeye dönüştürüldü.

Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak 14 yıl boyunca faaliyetlerini bu binada sürdüren İstanbul Modern, 18 Mart 2018 tarihinde, 4 no’lu Antrepo ile aynı konumdaki yeni binasının inşaatı nedeniyle Beyoğlu’ndaki geçici mekânına taşındı. 2018-2022 yılları arasında ziyaretçilerini burada ağırlayan İstanbul Modern, 2022’de Karaköy’e döndü.

Müzenin yeni binası, dünyanın dört bir yanındaki kentlerde simgeleşmiş müze ve kültür-sanat kurumlarının mimarisinde imzası olan Renzo Piano’nun kurucusu olduğu Renzo Piano Building Workshop (RPBW) tarafından tasarlandı.

 

Bölge

İstanbul Boğazı'nın Haliç’i çevreleyen bölgesi, binlerce yıl boyunca doğal bir liman işlevi görerek kenti, dünya üzerindeki diğer ticaret ve kültür merkezleriyle birleştirdi.

13. yüzyılda, çeşitli Latin kolonileri bu bölgede liman kurmaya başladı. Bunlardan biri, Tophane mahallesinin yer aldığı Galata bölgesini yaratan Ceneviz limanıydı. 17. yüzyıla gelindiğinde, Tophane rıhtımları, Avrupa’dan gelen gemilerin ana limanı haline gelmişti.

İlk başta, her gemicilik şirketinin gemilerini demirlediği ayrı bir şamandırası ve mallar ile yolcuları karaya çıkaran ayrı bir kürek takımı vardı. Taşımacılık trafiği ve yolcu sayısı artınca bu sistem yetersiz hale geldi ve 1879 yılında sahil boyunca rıhtımlar inşa edilmeye başladı.

1910 yılında rıhtımlara antrepolar inşa edildi. 1923 yılında Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulması ile birlikte bu rıhtımlar, 1984 yılında Türkiye Gemicilik İşletmesi adını alan Gemicilik ve Limanlar İşletmesi yönetimine verildi. Rıhtım, 1990 yılına kadar İstanbul’un ana limanı olarak kullanıldı.