İstanbul Modern Sinema yeniden açılıyor

İstanbul Modern Sinema yeniden açılıyor

Covid-19 salgını sebebiyle programlarına ara veren İstanbul Modern Sinema, kontrollü sosyal hayat sürecinde kapılarını yeniden açıyor. Salgın sebebiyle ara verilen “Ildikó Enyedi Hakkında Her Şey” adlı program 16-19 Temmuz tarihleri arasında kaldığı yerden devam ediyor.

İstanbul Modern Sinema, Covid-19 salgınıyla mücadele kapsamında izleyicilerin salonda güven içinde film izleyebilmeleri için bir dizi tedbir ve kurallarla kapılarını yeniden açıyor. Yeni dönemin ilk programında çağdaş Macar sinemasının usta yönetmenlerinden Ildikó Enyedi’nin filmleri yer alıyor. Usta yönetmen için Türkiye’de ilk kez hazırlanan retrospektif, Türk Tuborg A.Ş.’nin katkıları ve Macar Kültür Merkezi işbirliğiyle gerçekleştiriliyor.

Sinemasında evren ile insan ruhunun esrarlarını çözmeye çalışan yönetmen bilimkurgudan büyüye, Yunan mitolojisinden halk masallarına farklı kaynaklardan beslenerek geleneksel Macar sinemasının sosyal gerçekçi üslubuna karşı ülke sinemasının tarihine yeni bir anlatı ve anlatım getirdi.

Michael Haneke ile başlayan, Krzysztof Kieślowski, Chantal Akerman, François Ozon ve Agnès Varda ile devam eden serinin altıncısı “Ildikó Enyedi Hakkında Her Şey” retrospektifi kapsamında yönetmenin filmografisinden dördü kısa olmak üzere dokuz film gösteriliyor.

Enyedi kimdir?

1955 doğumlu Ildikó Enyedi, Budapeşte’de önce ekonomi, sonra tiyatro ve film akademisinde okudu. 1979 yılından itibaren kısa filmler ve belgeseller çekmeye başladı. İlk uzun metrajı Köstebek (Vakond, 1987) dünya gezegenindeki insanların yaşamlarını anlamaya çalışan bir ajan üzerine fantastik ve romantik bir film. Cannes’da Altın Kamera ödülüne layık görülen ve 20. yüzyılın şekillendirdiği yeni, modern dünyada kaderin cilvesiyle birbirlerinden ayrılan ikiz kız kardeşlerin hikâyesini masalsı bir dilde anlattığı Benim 20. Yüzyılım’ın (Az én XX. Századom, 1989) ardından dört film yaptı: David Bowie’nin Benim 20. Yüzyılım’ın büyüsüne kapılarak uygulayıcı yapımcılık rolünü üstlendiği ve şeytan tarafından yedi sihirli kurşun verilen bir avcının hikâyesini anlatan Büyü Avcısı (Büvös Vadász 1994), 31 Aralık 1999 gecesinde buluşmak için sözleşen madenci bir oğlanla onun yaz aşkı arasında geçen melankolik bir aşk filmi olan Tamás ve Juli (1997) ve Paris polisinin içinden çıkamadığı bir cinayet vakasını çözmek üzere şehre davet ettiği doğaüstü güçlere sahip bir büyücüyü anlatan Büyücü Simon (Simon Mágus, 1999).

Enyedi bu filmden sonra sinema ekranlarına ara verdiği 17 yıllık dönemde Macar televizyonu için çalışmaya başladı, HBO Macaristan için Terápia adlı Macar dizisini çekti, üniversitede sinema dersleri verdi.

2017 yılındaki geri dönüş filmi Beden ve Ruh (Testről és lélekről) ile Berlin’de Altın Ayı’yı kazandı ve Oscar yarışında ülkesi adına aday oldu. Romantizmin pek beklendiği bir yer olmayan mezbahada geçen yine rüyamsı bu aşk hikâyesi, Enyedi’yi daha genç bir kuşakla buluşturdu.

Güvenli bir sinema keyfi

Müze genelinde alınan önlemlere ek olarak, İstanbul Modern Sinema da her gösterim günü sonunda düzenli olarak dezenfekte ediliyor. Her seans sonrası salondaki koltuklar özel dezenfektanlarla siliniyor ve salon havalandırılıyor. Tüm çalışanların sağlık durumu yakından takip ediliyor. Salona sınırlı sayıda (26 kişi) ve sadece maskeli izleyici kabul ediliyor.