Köprü6

Köprü6

Farklı bakış açılarından yepyeni bir Galata

6 fotoğrafçının çalışmalarından oluşan Köprü6 - Galata Fotoğrafları sergisi İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde 6 Eylül’de açılıyor.

İstanbul Modern Fotoğraf Galerisi’nde açılacak olan "Köprü6 – Galata Fotoğrafları başlıklı sergide, Türk fotoğrafının en önemli yenilikçi isimleri arasında yer alan 6 fotoğrafçı, farklı bakış açılarından yepyeni bir Galata sunuyor.

Sponsorluğunu Fortis’in üstlendiği ve küratörlüğünü Engin Özendes’in gerçekleştirdiği sergide, fotoğraf sanatçıları Ahmet Elhan, Murat Germen, Cemal Emden, Orhan Cem Çetin, Merih Akoğul ve Ömer Orhun’un Galata Köprüsü’ne odaklanan ve sergi için özel olarak hazırlanmış yeni çalışmaları yer alacak.

6 Eylül’de açılacak ve 6 Ocak 2008 tarihine dek sürecek olan "Köprü6 – Galata Fotoğrafları başlıklı sergide yer alan 6 fotoğrafçı, özel olarak gerçekleştirdikleri projelerde, bir yandan mekânın tarihsel önemini, İstanbul için taşıdığı farklı anlam ve imgeleri yansıtmayı, bir yandan da değişen yaşam şartları ve farklı kentsel pratikler çerçevesinde bugün edindiği yeni anlamların altını çizmeyi amaçladı.

Sergi, Galata’nın farklı dönemlerini, çokkültürlü geçmişini, mimari niteliklerini, Doğu ile Batı’yı taklit edilemez bir özgünlükle bir araya getirişini ve farklı kentsel gerçeklikler arasında bir bağlantı noktası olma konumunu gözler önüne seriyor. Sergide yer alan yapıtlar, Galata Köprüsü üzerinde farklı zamanları tek bir karede birleştiren fotoğraflardan Galata’nın çokkültürlü tarihini çeşitli görsel ve yazınsal malzemeleri birleştirerek yeniden kurgulayan çalışmalara; duvardan duvara geniş, panoramik görüntülerden iç mekânlara odaklanan fotoğraf yerleştirmelerine uzanan bir çeşitlilik gösteriyorlar.

Zaman, kent, ulaşım, sosyal yaşam ve mimari açısından İstanbul gibi bir metropolün simgesi olan Galata Köprüsü’nün fotoğrafçılar için çok iyi bir kaynak olduğunu vurgulayan İstanbul Modern Fotoğraf Bölümü Küratörü Engin Özendes, "Sergide, 6 fotoğrafçının kendilerine ait 6 bölümde, Galata’nın çokkültürlü tarihini çeşitli görsel ve yazınsal malzemeleri birleştirerek yeniden kurguladıkları özgün yorumları yer alıyor. Bir başka deyiyle Köprü6 karma sergisi altı ayrı küçük sergiden oluşuyor diyor.

Çocukluğunda geleceğe ilişkin planlar yaptığı eski köprünün yerine gelen bugünkü "hilkat garibesi Galata Köprüsü’nün varlığını inkâr eden Merih Akoğul, kentin iki yakasını bir araya getirmek için eski köprünün hayali, 1950’lerin grileri ve o dönemin paspartusuz moda çerçeveleriyle, 2007 yılının dinamiklerini, eski göründüğü için asla eskimeyecek fotoğraflar aracılığıyla son bir kez daha birleştirmeyi deniyor.

Orhan Cem Çetin sergi için özel olarak hazırladığı yerleştirmesinde, tıpkı Galata Köprüsü’nün iki yakası gibi birbirine doğru uzanan, ama dokunamayan ellerin, Doğu ile Batı’nın egzotik, karşı konulmaz ve imkânsız sevdalarından birinin hikâyesini anlatıyor. "Yasak Aşk mektupları, çoğunluğu 1969 yılında yazılmış. ABD’li evli bir kadının bir Türk erkeğe gizlice ama her defasında aceleyle gönderdiği, toprağa karışmış bir yasak aşkı, bir kara sevdayı ortaya döken, sahafa düşmüş hüzünlü mektuplardan can alıcı detaylar. Orhan Cem Çetin, bu hiç bir zaman kavuşamayan sevgililerin hazin öyküsünü sorguluyor: Mektuplaşmanın ağırlığı, gizliliği, ketumluğu da çok daha kısa sürede imkânsızlığı fark edebilecek bir ilişkiyi gereğinden fazla uzatmış olabilir mi?

1998 yılından bu yana "Zaman/Mekân ikiliğinin fotografik karşılıklarını araştıran Ahmet Elhan için, köprü, geçmişi ve bugünü barındırıyor ve geleceği düşündürüyor. Elhan’ın çok-parçalılık üzerine temellendirdiği "zaman/mekân serileri, fotografik görüntünün parçalanması ve tekrar bir araya getirilmesiyle oluşuyor. Her biri, mekânın ve zamanın bir parçasını kapsıyor. Bu nedenle Galata Köprüsü gibi çok katmanlı ve çok çağrışımlı bir konunun işlenmesinde gerekli olan çok boyutluluk da bu seriyle karşılanıyor. Ahmet Elhan’ın sergide yer alan ve zaman/mekân serisinin son aşamasını gösteren iki çalışması toplam 1728 parçadan oluşuyor.

Galata Köprüsü’nün hala klasik İstanbul bir imgesi olmayı sürdürdüğünü belirten Cemal Emden, anıtsal / sivil mimarinin ve şehrin fiziksel ve coğrafi yapısının ürünü olan bu çok bildik ama bir o kadar da değişken görüntünün bir İstanbul fikrini yaşattığı görüşünde. Sanatçının sergideki fotoğrafları, merkezde ve deniz seviyesinde bir noktada İstanbul’a bakan köprü ile İstanbul’un köprüye bakışını, bu karşılıklı görünürlüğü zaman ve mekâna bağlı olarak ele alıyor. Emden, üçü günbatımında, diğer üçü ise gün içinde Galata Köprüsü’nü ve çevresini altı değişik açıdan gösteren fotoğraflarında, köprü ve yakın çevresini sergileme mekânına indirgeyerek adeta köprünün çevresinde ve içinde köprüye tekrar tekrar bakarak iki mekân arasında ilişki kurmak istiyor.

Galata Köprüsü’nün Doğu-Batı ikilemi ortasında olduğunu düşünen Murat Germen, bu ayrıştırmanın köprüyle de örtüştüğü yorumuyla oluşan kısır döngüden kaçabilmek için iki yakayı Doğu-Batı olarak ayırmak yerine güçlü-güçsüz veya varlıklı-varlıksız olarak ayırmayı öneriyor, sergideki çalışmasıyla. Galata Köprüsü’nün her iki yakasındaki bina ve kent düzlemleri üzerinde görüntülenen tabelalar, metin parçacıkları, önerilen bu yeni ayrışmayı destekliyor. Bu okuma eylemi sonrasında çeşitli anahtar kelimeler doğuyor ve Murat Germen bunların hangi yakaya ait olabileceğini keşfetmeyi izleyicilere bırakıyor. Çalışmasının belkemiğini oluşturan ve yerden başlayarak duvarlara tırmanan 13 metrelik bulut panoraması, Haliç’i tıkayan mevcut köprüyü es geçip iki yakayı gök üzerinden barışçıl bir şekilde birleştirmeyi öneriyor.

Ömer Orhon "ayıran ve "birleştiren kavramlarını, köprünün varlığına ve yokluğuna bağlayarak, köprüler üzerinde derin eğretilemelerin yaşanacağına dikkat çekiyor ve fotoğraflarını "karşılaşması gerekenle yüz yüze geldiği anda kaydedip, yeni buluşmalara hazırlanıyor.

Galerinin giriş duvarlarında ise, köprünün tarihini belgelemek amacıyla; Leonardo da Vinci’nin 1502 yılında Sultan II. Bayezıt’a yazdığı ve Haliç’in üzerine bir köprü yapmak istediğini belirttiği, orijinali Topkapı Sarayı Kütüphanesi’nde bulunan mektubunun ve orijinali Paris’te Bibliotèque de L’Institut de France’da bulunan Leonardo’nun çizim defterindeki Galata Köprüsü için yaptığı tasarımın röprodüksiyonları yer alacak. Ayrıca sergide, İstanbul Modern fotoğraf arşivinde bulunan Sébah&Joaillier fotoğraf stüdyosunun 1890’da çektiği, Galata Köprüsü’nü de içine alan bir panorama da görülebilecek.